Kapitalizm, insanlığı ve doğayı bir yıkıma götürüyor

0
279

Kemal SÖBE

Kapitalizm, insanlığın yaşadığı ve gördüğü en ölümcül ve hastalıklı sistemlerden biri olmaya başlamıştır. Sistem, sadece maddi üretime-tüketime ve emeğim sömürülmesine dayalı olmaktan çıkmıştır. Kapitalizmin dayandığı toplumsal ekonomik temeller daralmaya ya da yetersiz olmaya başladıkça, sistem farklı arayışlara girmiştir. 20. yüzyılda sadece emeği sömürmeyle yoluna devam eden kapitalizm, günümüzde doğayı da sömürmeye ve yağmalamaya başlamıştır. Büyük bir doğa yıkımıyla karşı karşıyayız. Doğa, insansız yaşayabilir ama insan, doğasız yaşayamaz. Doğa, insanın oluştuğu bir hazinedir. İnsanoğlu için en büyük zenginlik doğadır. Yeşil doğa vazgeçilmez önemdedir. İnsan, kendi eliyle yarattığı canavarla başa çıkamıyor. Kapitalizm insanı var etmedi. İnsan kapitalizmi var etti ve var ettiği canavarın esiri oldu. Aslında bu canavar, insanın içindeki hırslardır, bencilliktir, egemenlik zihniyetidir, sahip olma isteğidir, üstünlük duygusudur, bunların hepsi, insanın içine gizlenen canavarlardır, kurtlardır.

Sosyalistler, yeni insan derler. Demek ki şimdiki insan, eskimiş, köhnemiş insandır. Kendi zıddına dönmüş insan eski insandır. Yani insani erdemlerden kopmuş insan eskimiş, yıkılmış insandır. Maddiyata tapan, ekonomik ilişkilerin ve maddi menfaatlerin içinde tükenmiş insan, bitmiş insandır. Kapitalizm, insanda sadece et ve kemik bırakmıştır. İnsanın içini boşaltmıştır, koflaştırmıştır, zombiye dönüştürmüştür. Kapitalizmin günümüzde insanı getirdiği nokta vahimdir. Doğayı da büyük bir tahribatla karşı  karşıya getirmiştir. İklim değişimi, doğanın dengesinin bozulması, kapitalizmin yol açtığı sonuçlardır. Çünkü insanın dengesi bozulmuştur. İnsan bozuldukça, doğayı da bozmaya başlamıştır. Kendisine düşman olan bir insanlığın doğaya da dostluğu kalmamıştır. Kapitalizmin yol açtığı bu insani ve ekolojik yıkım, kapitalizmin aslında bir ekonomik sistem olmamasından kaynaklanıyor. Kapitalizm ekonomiyi kullanıyor. Yani ekonomik ihtiyaçları kullanıp azami karı hedefliyor.

Bu açıdan, para ve kar eden her şeyi kullanıma açık hale getiriyor. Kapitalistlerin elinden gelse, havayı tüplere koyup parayla satarlar. Yarın öbür gün, hükümetler, hava vergisi alırlarsa hiç şaşmayın. Köleci ve feodal sistemler, insanın insan üzerinde kurduğu egemenlik sistemleriydiler ama, doğaya bir zarar vermemişlerdi. Kapitalizm hem insana zarar veriyor ve hem de doğayı tahrip ediyor. İnsanın tahrip edilmesi düzeltilir, giderilir ama doğa bir kere tahrip edilirse, bunun düzeltilmesi çok zorlaşır hatta imkansız olur. Doğanın kendi kendisini yenilemesi yüzbinlerce yılı bulur. Kapitalizmin son yüzyılda yol açtığı yıkımı, tarihte hiçbir sistemde ve zamanda göremezsiniz. Kimileri buna ilerleme ve gelişmişlik diyebilir. Ama insanın doğal halinin bozulması, doğanın büyük bir erozyonla karşı karşıya gelmesi, tabiatın adeta zehirli bir hale gelmesi gelişmişlik mi oluyor? Bütün bu olumsuzluklar göz önüne geldiğinde, bu bir ilerleme değil, bir değişim de değil, tam bir felakettir, bir ölümdür.

Bir aracın hızla inişe doğru gidip tepe takla atmasına benziyor. İnsanlık ilerlemiyor, insanlık bir yıkımla karşı karşıya geliyor. Sadece kendisini değil, bir bütünen her şeyi büyük bir felaketin eşiğine getiriyor. Sanırım, bir Kızılderili atasözü bunun için söylenmiş. ” Son balık bittiğinde, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, insan oğlu o zaman paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak” diyor. Bu Kızılderili atasözü günümüz için söylenmiştir. Yada böyle bir gün için söylenmiştir. İşte burada, yeni insan dediğimiz insan modeli, insanı yücelten, doğanı koruyan, maddiyatı temel insan ihtiyaçları için kullanan insan tipi, önem kazanıyor. İnsanı küçülten değil yücelten, hakir gören değil, büyüten, kullanan değil, değer veren, önemseyen insana yeni insan diyoruz. İnsanı seven insanın doğaya zarar vermesi düşünülemez. Kendisine düşmanlık yapan insanın doğaya dostluğu olmaz. Kendi dostu olmuş bir insanında doğaya düşmanlığı olmaz. Kapitalizm insanın insana düşmanlığıdır.

Kapitalizm, İnsanın maddiyat karşısında değersizleşmesidir.  Gelinen aşamada kapitalizm iyi olan her şeyin düşmanı olmuştur. Bu açıdan, insan, büyük bir sınavla karşı karşıyadır. Bu sınav, kendisini egemenlik savaşlarında kaybeden insanın tekrar kendisini insani değerler içinde var edebilmesidir. Bu var etme sınavı, yeni insan olabilme sınavıdır. İnsanı yücelten ve ekolojiyi koruyan ve yaşamı yaşanılır kılma sınavıdır. İnsanoğlu bu sınavı da başarıyla verecek ve kazanacaktır. Kürt Halk Önderi Öcalan, boşuna ekolojiye önem vermiyor. Ekoloji de en azından insan kadar önemlidir. Çünkü sağlıklı bir ekoloji olmadan sağlık yaşam olmaz. İnsan, ancak temiz bir doğada iyi bir yaşam kurabilir. Bu da, insanın kendisini yeniden oluşturmasıyla, keşfetmesiyle olur. İnsanın önce, kendisiyle barışık ve uyumlu olması gerekiyor. Kendisiyle barışmış bir insan, doğaya karşıda merhametli olur. Sosyalizmde biz buna yeni insan diyoruz. Kendisiyle barışmış ve doğaya, bütün canlılara karşı merhametli olmuş insana, yeni insan diyoruz.

Tabi bu öyle kolay olmaz. Bu, bir zihniyet ve toplumsal yenilenmeyle olur. Kürdistan’da ve dünyanın birçok yerinde bu gerçekleşiyor. İnsan, kendisini yeniden keşfediyor, keşfetmek zorundadır. Ya kapitalizmin kötülüklerine  teslim olup bitişe gidecek, yada yeni bir değişim yolunda yenilenme olacak. Olması gereken, yeni bir yolda yeniye ulaşmak olmalıdır. İnsanlık ve yaşam için, yaşanılabilir bir doğa için, bu olmazda olmaz önemdedir. Kapitalizmin, insanı ve doğayı getirdiği son durum gözler önüne serilirse, bu değişimin, Kapitalizmin dahilinde olmayacağı kesinleşmiştir. İnsan, kapitalizme karşı bu sınavı kazanmak zorundadır. Çünkü doğa alarm vermeye başlamıştır. Savaşlar, çevresel felaketler, yoksulluk ve açlık gibi büyük sorunlar, yaşamı ve insanı alabildiğine kirletmiştir. Bu kirlenmeden kurtulmanı yolu, hem insani, hem de ekolojik bir köklü yenilenme olacaktır. Çok yönlü köklü bir devrimle ancak yenilenme gerçekleşecektir. Bu yenilenme, kapitalizmin reddiyle, sosyalizmin yeniden insanın doğal yaşamı olmasıyla olacaktır.