Günümüzde Uluslararası Komplo

0
262

Serhat EREN

Uluslararsı komplonun üzerinden 23 yıl geçiyor. Önder APO şahsında varlık-yokluk ikilemi yaşayan Kürt halkına yönelik bir komplo gerçekleştirildi. Kürt halkı içerisinden Önder APO’nun öncülüğünde bir grup gencin başlattığı direniş imha ve inkar siyasetine karşı tarihin en büyük darbesi olurken komplocu güçler -sistemin efendileri- de boş durmayıp tarih boyunca Kürt halkına karşı geliştirdikleri gibi yine komploya başvurdular.

Birçok süper gücün içinde bulunduğu komplo tarihte görülmemiş derece kapsamlı ve ihanet doludur.  Kürt halkına reva görülen yok olma seçeneği bir kez daha kapsamlı bir şekilde öne çıkarılmış ve Önder APO şahsında Kürtlere uygulanmaya başlanmıştır.

Günümüzde de bu komplocu güçler planladıkları komployu son derece şiddetli yürütmektedir. Bu komplo artık daha fazla görünür hal almıştır. İmralı’dan Bakur Kürdistan’a, Şengal’den Rojava’ya, Bakur’dan Rojhelata ve Başur’a kadar tüm çıplaklığı ile komplo devam etmektedir. 23 yıl önce komplodaki güçler kendinlerini gizlerken şimdi ise buna ihtiyaç duymamakta adeta Türk devletinden daha fazla düşman kesilmektedir.

Birçok güç artık Türk devletinden yana daha net tavır koyarak Özgür Kürd’e karşı olduğunu ve imha-inkar siyasetinde ısrarlı olduğunu göstermektedir. Bunların başında ABD ve Avrupa gelmektedir. Önder APO üzerinde yürütülen tecrite karşı başta AİHM olmak üzere tüm dünya yasalarına aykırı olmasına rağmen kimse ses çıkarmayıp onaylarken bu gerçeklik ortaya çıkmış olmaktadır. Bir insan üzerinde son derece insandışı ve ahlaksızca yürütülen tecrit, özü itibariyle komplonun günümüzde daha net ortaya çıktığını ortaya koymaktadır. Sözde demokrasi ve İnsan haklarına duyarlı güçler olduğu düşünülen Biden yönetimi ve Avrupa, tecrit ve Kürtler söz konusu olduğunda dilsiz şeytana dönmektedir.

Garê’ye dönük gerçekleştirilmeye çalışılan operasyon ile komplo süreci farklı bir evreye taşındı. Büyük bir gövde gösterisiyle başlatılmak istenen süreç AKP-MHP için her ne kadar hüsran olsa da kapsam ve birçok yerden aldığı destek ile açık bir komplo uygulamasıdır. Asıl hedeflenmek istenen HPG komuta kademesi olduğu için komplo planının bir üst aşamasıdır. Türk ordusu da bunun pratik yürütücülüğünü yapmıştır.

Türk devleti ABD, Kanada, Almanya, İngiltere başta olmak üzere NATO devletlerinden aldığı silahlı insansız hava araçları ile Rojava, Başur, Şengal ve Maxmur’da suikastler düzenleyerek soykırım uygulamaları gerçekleştirmekte. Bu sadece bir Türk devletinin marifetleri değildir kesinlikle. Kendi ülkelerinin ürettiğini söylediği bu SİHA’ların başka devletlerden alındığı kısa sürede anlaşılmış oldu. Şengal üzerinde Irak ve KDP’nin 9 Ekim 2020’de uygulamaya koymaya çalıştığı komplo bizlere birçok şeyi gösteriyor. Bu planın ABD, Avrupa ve İngiltere destekli olduğu çoğu defa birinci ağız tarafından da doğrulandı. Irak devletinin günümüzde gelişen komploya dahil olduğu, KDP’nin ise daha açık bir şekilde komplocu güçlerden yana tavır koyduğunu gösterdi.

Garê’de sonuç alınamayınca bir bütün olarak Medya Savunma alanlarına dönük ABD-KDP ve Irak desteği ile kapsamlı bir operasyon daha başlattı. Bu işgal saldırıları ile birlikte KDP doğrudan savaşta yerini aldı. Özellikle Medya Savunma Alanları’na dönük başlatılan işgal operasyonları ile de KDP ve Irak’ın günümüzde yürütülen komplodaki rollerini açığa vurdu. KDP doğrudan, Irak ise onaylayarak işgal saldırılarına dahil oldu.

Önder APO’ya yönelik gerçekleştirilen komployu destekleyen KDP, Kürdistan’daki iç ihanet çizgisini günümüzde temsil etmekten çekinmemektedir. Açık bir şekilde taraf olduğunu ilan etmiştir. Kürt halkı içerisindeki düşman gücü olduğu net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Birkaç gün önceki Neçirvan Barzani’nin ziyaretinden sonra Erdoğan’ın açıklamaları her şeyi açığa çıkarmıştır. Bundan daha açıklayıcı bir kanıt yoktur. KDP, tüm gücüyle düşman saflarındadır ve Özgür Kürd’e karşı yoğun bir savaş yürütmektedir. Komplocu güçlerin emir eridir. Kürtler içerisinde Türk devletinin ‘istediği bir duruş’ içerisindedir.

Dikkat çekmemiz gereken bir konu da KDP’nin Önder APO üzerinde yürütülen tecritteki rolündedir. Barzani, Önder APO’nun etkisini kırarak ve azaltarak Kürt halkının önderi konumuna gelme çabasındadır. Çünkü Barzani kendini Kürt halkının -sözde- önderi olarak tanımlamakta ve öyle görülmesini istemektedir. Ancak Önder APO olduğu sürece bunu gerçekleştiremeyeceğinin bilincindedir. Tecrit de Önder APO’nun etkisini kırmak ve zayıflatmak amaçlı gerçekleştiriliyor. Önder APO’nun tüm Kürdistan’daki etkisi tecrit altındayken kırılmaya çalışılıyor ve bunun en çok çabasını veren de Barzani’nin kendisidir.

Komployu günümüzde birçok yönüyle okumak ve görmek mümkündür.Önder APO üzerindeki teslim alma baskıları, Rojava’yı ENKS-KDP çizgisine çekmek için yapılan baskılar, Kuzey Kürdistan’da demokratik siyaseti tasfiye planları gibi bir çok komplo uygulaması hala devrededir. Bu uygulamalar ile Kürt halkına soykırımın dayatılmadığı bir an bile yoktur. Günümüzde de Kürt halkı sadece Türk devletine karşı direniş geliştirmiyor. Uluslararası boyutta bir düşmana sahiptir. Bu nedenle Kürt Hareketi’nin kimlere karşı savaştığı doğru görülmeli. Kırk yıla yakındır yürütülen savaşta on Türk devleti yıkacak kadar büyük bir direniş sergiledi. Fakat her zaman Türk devletine hızır gibi yetişen komplocu güçler oldu.

Bu savaşta bir yandan kendi ayakları üzerinde duran bir Kürt mücadelesi varken öbür tarafta bir dünya kapitalist sistemi vardır. Kürtlerin her alanda yürüttüğü mücadele bundan dolayı hafif ve sıradan görülemez. Bütün bir sistemi karşısına almış Kürt Özgürlük Mücadelesi kırk yıldır diz çökmedi ve geri adım atmadı. Direniş her geçen gün mücadeleyi daha güçlü kıldı ve hiçbir zaman zayıflatmadı. Mücadele geliştikçe Kürtler de soykırım sisteminde çatlaklar oluşturdular. Fakat unutulmaması gereken; bir bütünen bu soykırım sistemi ortadan kalkmadı.

AKP-MHP faşizminin şahsında komplocu güçlerin direniş karşısında geldiği nokta bellidir. Yıkılmak üzere son çırpınışlarını veriyor. Geldiği noktanın sürekli direniş sayesinde olduğunu unutmamalıyız. Kürt halkı topyekûn ve sürekli direniş ile soykırım sistemini ve komplocu güçleri alaşağı etmek üzeredir. Bu direniş çok büyük bir direniştir. Ancak yıkmak için daha fazla direnmek gerekecek. Direnişi yüceltmek ve büyütmek komplocu güçlere kaybettirip Kürt halkına büyük kazandıracaktır.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here