Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptı.
Başvuruyu, HDP Sözcüsü Ebru Günay, partinin Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında açıkladı.
HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan ile Parti Sözcüsü Ebru Günay da başvuru yapan heyet içerisinde yer aldı. Adalet Bakanlığı’na yapılan başvuruda, İmralı Ada Cezaevi’ne ziyaret talep edildi.
Kürt sorununu çözümsüz bırakan inkârcı aklın Kürdün varlığına hem içeride hem dışarıda savaş açtığını ifade eden Günay, “Bu düşmanca siyaset esasen İmralı tecrit sistemi ile başlatıldı. Sayın Öcalan çözüm ve barış için yıllarca çözüm önerileri geliştirdi, bu önerilerini hem kamuoyuna hem de İmralı görüşmeleri sürecinde ilgili muhataplara sundu. Büyük, halklar barışını sağlayacak, Türkiye’yi demokratikleştirecek ve Kürt sorunu çözecek bu görüşler şimdi iktidar tarafından derin bir tecride alınmış durumdadır. Savaş siyasetinin sürdürülmesi için, inkar siyasetinin devam ettirilmesi için, AKP-MHP iktidarının faşizmi kurumsallaştırmak için, yaptıkları ilk iş Sayın Öcalan’ın tecrit edilmesi oldu” diye konuştu.
Tecride karşı kesintisiz bir şekilde mücadele halinde olduklarını ifade eden Günay, şunları söyledi: “Gemlik yürüyüşü esasen çözümün yolunu göstermek için gerçekleşti. 9 Ekim komplosunu bu yüzden halkımızla beraber protesto ettik. Bu çerçevede sürdürülen savaş siyasetine karşı çözümü tartışmak, Kürt sorununun demokratik çözümünü gündemleştirmek için eş başkanlarımız Pervin Buldan ve Mithat Sancar, MYK üyemiz Ömer Öcalan ve benim de içinde bulunduğum heyet bugün itibarıyla İmralı adasına bir ziyaret talebi ile Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptık.
Başvurumuza olumlu cevap verilmesi için Adalet Bakanlığına buradan çağrımızı yeniliyoruz. Çünkü herkesin bildiği üzere İmralı’da Sayın Öcalan’la görüşme ve diyalog kanallarının açıldığı dönemler, Türkiye’de Kürt sorunun barışçıl çözümünün tartışılabildiği ve demokrasi kültürünün yükseldiği dönemlerdir.”