Kemal SÖBE
Maksimum kar ve bireysel ekonomik yükseliş üzerine inşa olan bir sistemden toplumun ihtiyaçları doğrultusunda hareket etmesini beklemek saflık olur. İnsana ve topluma hatta doğaya düşmanlık sistemin yapısında var. İnsanlık adına bu sistemden olumlu birşey beklenemez ve de bu sistemden toplumun genel sorunlarına bir çözüm beklemekte tilkiyi kümese bekçi yapmaya benzer. Kader ve buna benzer arguman ve kavramlar aslında bütün sınıflı sömürücü sistemlerde var. Kader olayında herşey Allah’tan dır ve karşı çıkılamaz. Allah’ın taktir ettiği kadare karşı çıkmak cehennemde yanmanıza yol açar. Ortaçağ Avrupa’sında insanları-toplumu bu, kader denen yolla sistemin denetiminde tutuyorlardı. Aydınlanma ve rönesans bunu kırdı yok etti. Andınlanma ve rönesans Avrupa’sı artık din ve kaderin yaşamda belirleyici olmadığı bir sistemin doğuşuna yol açtı. Ancak Ortadoğu ve Türkiye toplumu hala bu kader olayının kurbanı ediliyor. Fakirleri ve halkı ilgilendiren herşeyin merkezine kaderi koyuyorlar. Ama kader hiçbir zaman zenginlerin yanına uğramaz. Çünkü zenginler kaderden muaftır.
Ve her nasıl oluyorsa, sürekli fakirler, işçiler, parasızlar, dar gelirliler, köylüler kader kurbanı oluyorlar. Her nasıl oluyorsa fakirlerin şükretmeleri gerekiyor, fakirler sürekli cennete gidiyorlar, fakirler sürekli şehit oluyorlar. Vahşi kapitalizmde toplumu kontrol etmenin ve tepkisiz bırakmanın, sisteme karşı isyan etmelerini önlemenin en kolay yolu işte bu saydıklarımızdır. Fakirlik kaderse bu kaderi Allah’mı vermiş? Kadere göre evet Allah vermiş. Pekala, zenginlik ve servet sahibi olmaktamı Allah’tan oluyor ve kader midir? Allah, KURAN’da mülk Allah’ın dır ve bütün kulların bu mülkten ve nimetlerden ortak faydalanma hakkı vardır diyor. Bu durumda, nasıl oluyorsa fakirlik hep kader oluyor. Bu durumda, zenginlikte kader olduğuna göre, bu nasıl bir Allahki zenginleri zenginleştiriyor sınırsız imkan veriyor ve fakirleride açlıktan kıvratıyor? Allah, kendi kulları arasında ayrım yaparmı? Böyle olduğuna göre demekki yapıyor. Fakirlik kaderse zenginlikte kader oluyor ve bunların olmasınıda Allah istiyor öylemi?
Demekki Allah bazılarının zengin çoğunluğunda fakir olmasını istiyor öylemi? Hep işçiler iş kazalarında ölüyor ve iş kazaları-cinayetleri hep kader oluyor. Hep işçiler ve fakirler şehit oluyor. Zenginler bir gün iş kazalarında ölmemişler ve ölseler bile şehit olmuyorlar, cennete gitmiyorlar. Zenginler çok zengin oldukları halde şükretmiyorlar. Fakirlere ve işçilere, yüzünüze gözünüze dursun şükretmesini bilmiyorsunuz şükredin diyorlar. EMEVİ DİNİNİ kullanıp toplumu uyutuyorlar, kandırıyorlar ve kapitalizme karşı isyan etmelerini engelliyorlar. Normal kapitalizm-emperyalizm bir cinayetler rejimidir ve insanlığı diri diri öldürüyor. Milyarlarca insan yoksulluktan kırılıyor, açlıktan ölen çok insan var. Yoksulluktan hayatları zindan haline gelmiş milyonlarca insan var. Emperyalist savaşlara kurban edilen milyonlarca insan var. Daha fazla kar daha fazla sermaye birimi olsun diye zaten işçiler emekçiler eziliyor. Birde buna, iş yerlerindeki gerekli olan tedbirler ve önlemlerin ya hiç olmaması yada yetersiz olmasının yol açtığı iş kazalarının-cinayetlerin eklenmesi yaşamı yaşam olmaktan çıkarıyor, insanları yaşadıklarına bin pişman olacak noktaya getiriyor. Bartın’daki maden faciasında 41 işçi öldü, ardından hemen kader dediler.
Peki, 1100 odalı sarayda yaşamak ve çocuklarına gemiler almak, servet sahibi olmaktamı kader oluyor??? Buna, düpe düz din ve Allah’ın adını kullanmak denir. Buna, dinsizlik-imansızlık denir. Başka türlü, bu yapılanlar nasıl açıklanır? Allah’ın adını ve dini kullanıp kapitalizmi meşrulaştırmak-aklamak denir. Toplumu kadere mahkum etmek Mısır Firavun devleti’nden, Sümer Rahip devlet’inden günümüze kadar devam ediyor ve sınıflı sömürücü sistemler devam ettiği sürece bu kadercilik oyunlarıyla toplum sisteme karşı pasifize edilip kontrol altında tutulup sömürülmesine devam edilecektir. Amaç sermaye birikimi yapmaksa bunu yapmak için heryol ve herşey mübahtır. Bu sistemde herşey para ve mülkiyetse insanlığın ne önemi varki. Fıtratlarında kader denen birşey varmış. Bu fıtratınız bir gün, çok parası olanların, fabrikatörlerin, kodamanların, lordların, elit tabakanın yanına neden uğramıyor??? Hep işçiler yoksullar halktan insanlar sizin fıtrat dediğiniz kaderin kurbanı oluyorlar.
Kapitalizmin topluma-insanlığa dayattığı yoksulluk, iş cinayetleri ölümler, ve çaresizlik bazıları için zenginlişmenin, şatafat içinde yaşamanın yolu oluyor. Ancak bir insanlık devrimi bu insanlık dışı kapitalist sistemi yok eder. Kapitalizmin iyi bir sistem olduğunu düşünen bazı dar gelirliler ve yoksullar, bir daha çok iyi düşünsünler. Kapitalizm öyle bir noktaya geldiki, sadece insan toplumunu ezmiyor, doğayıda ve bütün canlılarıda tehdit edecek bir noktaya gelmiş bulunuyor. Eğer alternatif geliştirilmez ve sistem değiştirilemezse, insanlık ve doğa büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacak. Ki insanlık zaten köleci sistemden bugüne kadar tehlike altındadır. Her gün iş cinayetlerinin olması, sömürünün devamı, yoksulluk ve açlık zaten insanın tehlike altında olduğunu gösteriyor. İnsanlıktan sonra sıra tabiatın-doğanın dengesinin bozulmasına geldi. İnsana acımayan bir sistemin doğaya acıması düşünülemez. TEK YOL DEVRİM…