Düşman gözünüzün içine baka baka yalan söylüyor

0
82

Lanetli tarihi yerle bir etmek için, imhadan başka bir şey düşünmeyen düşmanı kovmak için, halkımız olan zaferi elde etmek için ayaklanalım, savaşalım ve zaferden başka hiçbir şeyi kabul etmeyelim.

Halkımız ve Kürdistan açısından hep baş aşağıya olan; hep sayısız işgalciye, istilacıya, barbar sömürgeciye hizmet etmekten öteye gitmeyen; insan mıyız değil miyiz, insan yerine konuluyor muyuz konulmuyor muyuz, kendimizin bile anlayamayarak günümüze kadar böyle süre gelen bu kör gidişata dur demek için artık bizim içine girdiğimiz büyük Kürdistan Devrimi vardır. Bu devrimde kaderimizi artık kendi ellerimizle çizmek için; yakaladığımız bu büyük direnme savaşını, kutsal ulusal kurtuluş savaşını, kaybettiğimiz her şeyimizi bize kazandıracak olan halk savaşımımızı vermek için; bir daha ülkemizi hiçbir kural tanımadan pervasızca harabeye çeviren, halkımızı hiçe sayan bu düşmana nihai darbeyi vurmak için, bu ülkenin, bu halkın bir daha bu duruma düşürülmesini engellemek için; gün ayağa kalkmak, yürümek, savaşmak, kazanmak ve bundan başka hiçbir gerekçeyle -içimizden kaynaklansın, dışımızdan kaynaklansın- hiçbir engeli tanımadan özgürlüğümüzü tam gerçekleştirmek, hem kaçınılmaz bir görevimiz, hem de bundan başka asla hiçbir yaşama fırsat tanımayacağımız tek soylu yaşam tarzımız olarak bugünümüzle, bu yılımızla karşı karşıyayız.

Mazlum, Cefakar, Yiğit Kürdistan Halkı!

Nereden bakarsak bakalım, hangi gerekçeyi sıralarsak sıralayalım; dine bakalım, felsefeye bakalım, bilime bakalım ve bir de kendi yaşamımıza bakalım; görüyoruz ki eğer biraz namustan, saygıdan, insanca yaşamdan bize de pay düşecekse, artık hiçbir biçimde kabul edilemeyecek, mazur görülemeyecek bu düşmanın bize dayattığı yaşama nihai darbeyi vurmak, bir an önce onu yerle bir ederek başımızdan atmak için, her şeyimizi ortaya koymamız gerektiğini şimdi daha iyi anlıyor ve buna her zamankinden daha fazla inanıyoruz. Bu konuda bizden ilerleme bekliyorsunuz, daha güçlü yürüme bekliyorsunuz, doğrudur ve biz de diyoruz ki; artık bugün büyük Kürdistan Devrimi için, bu büyük yürüyüşü ve amansız savaşı şimdiye kadar hep hızlandırmanın yoğun çabası içerisinde olduk. Nitekim şimdiye kadar yaşadığımız biraz da bu oldu.

Şimdiye kadar biraz savaştık; bundan sonra her şeyimizle kendimizi ortaya koyarak, sonuna kadar bir insan için ve bir halk için ne gerekliyse onu büyük bir savaşla kazanma kararımızı verdik. Bir tekimiz bile kalsa, yine de bundan başka hiçbir şeyi kabul etmeyecektir. Artık şanlı yürüyüşümüzü zaferle taçlandırmak için birlikteyiz. Kazanmak için büyük bir fırsatla da karşı karşıyayız. Bunu bizden tarih istiyor. Dinden, Allah’tan anlayan varsa, bunu din de, Allah da istiyor. Bilimden, felsefeden anlayan varsa, bilim-felsefe de istiyor. Biz gücümüzü halkımızdan alıyoruz. İnsanlığın gerek geçmişte ve gerekse günümüzde hiçbir biçimde kabul edemeyeceği bu lanetli yaşamı, hem de çok kısa bir sürede yerle bir etmek için sözleşiyoruz, yerle bir etmek için bu büyük kararı birlikte vermeye çalışıyoruz.

Bir düşman ki, bir yandan her gün kardeşlikten, birlikten, beraberlikten bahsediyor, ama diğer yandan en son gelen Demirel-İnönü hükümetine, bizi çok iyi tanıması gereken ve bize dayanarak hükümete gelen bu baylara bakalım, nasıl hükümet olduklarını bile bilmeden, Özal’ın faşist, kontracı özel savaş hükümetini bile geride bırakacak bir biçimde, bu karda-kışta emperyalist devletlerin de yardımıyla, elinde o en son teknik uçaklarını, helikopterlerini, toplarını, “kardır, fırtınadır kaçamazlar” diyerek üzerimize boşaltıyor. Bu hükümetin bizim için imhadan başka bir şey düşünmediğini siz de çok iyi görüyorsunuz. Halkımıza dayanarak iş başına gelenler, yüz yıllardan beri halkımıza dayanarak Anadolu’yu işgal edenler ve bir çok halkı tarih sahnesinden silenler, şimdi bir kez daha siz halkımıza dayanarak, tarihimizin ilk defa ortaya çıkan en fedakâr, en kahraman evlatlarını, PKK’yi imha etmek istiyorlar.

Sözüm ona sizi, şefkat göstererek kazanacaklar ve böylece PKK’yi sizden, verdiğiniz destekten yoksun kılacaklar. Bu, sizlere gösterilen şefkatmiş! İşte karşımızdaki düşman hükümeti bu kadar serseri ve aşağılık bir konumu yaşıyor. PKK nedir?, PKK’liler kimdir? Kürdistan halkı kimdir? bunu düşünmüyorlar. Eğer bugün Kürdistan halkı varsa, çok açıktır ki bu, PKK’nin eseridir. Halkımız için bir şeref, bir onur varsa, bunu ortaya çıkaran PKK’dir. İşte, düşman gözlerinizin içine baka baka yalan söylüyor. Gözleriniz içine baka baka sizleri sözüm ona kullanmaya çalışıyor. Hiç şüphesiz yüzyılların bu oyununu biliyorsunuz. Din adına aldattılar, bilim adına aldattılar. Diyebiliriz ki, aldatmak için ne varsa hepsini kullandılar. Sizi bugüne kadar, çok alçakça yöntemlere başvurarak aldattılar.

Partimizin sayesinde, artık o günler geride kaldı. Eğer dünyada bugün aldatılamayacak tek bir halk varsa, o da siz Kürdistan halkısınız. Bugün Sovyet halkını bile aldatabildiler. O büyük Sovyet halklarını, o büyük Ekim Devrimi’ni yapan halklarını bugün aldattılar ve karşı-devrimin pençesine düşürdüler. Fakat sizler, tam da bugün bu en ileri sosyalist halk denilen Sovyet halkını bile geride bırakacak kadar dünyanın en önünde aldatılamayan, aldatmaya fırsat vermeyen bir halk olarak yürüyorsunuz, her şeyi göze alarak savaşıyorsunuz. Bu, hiç şüphesiz büyük bir mutluluktur. Dolayısıyla dünyayı da arkasına alsa, bu düşmanı yerle bir edecek gerçek kuvvetsiniz.

Sizlere; kendimizi, partimizi tanıtmayı gerekli görmüyoruz. Her gün yanı başınızda bir kahramanlık abidesi gibi dikilen şehitler var. Teslim olmamak için son kurşunu kendine sıkan oğul ve kızlarınız var. Yaşamını gerektiğinde hiçe sayan, karda-fırtınada özgürlük uğruna soğuk nedir bilmeyen, her gün yanı başınızda direnerek şehit düşen kahramanlık abideleri var. PKK, onların PKK’sidir. Biz yaşamı bundan ibaret görüyoruz. Bütün PKK’liler böyledir diyoruz. Ve bu, en gerçek şeref ve onurumuzdur diyoruz. Kürdistan bu temelde, bugün kuzeyde, güneyde, doğuda ve batıda biraz ayağa kalkıyor. Bu bütün o yüz yılların baskısını, işkencesini yerle bir ederek, her türlü sahtekârlığı bir tarafa bırakarak, ilk defa büyük bir Kürdistan Devrimi’ni gerçekleştirmek için, güneyi-kuzeyi birleştiriyor ve yine her türlü mezhepten, her türlü bölgeden, her türlü aşiretten okumuş-okumamış, kadın-erken, çocuk-ihtiyar kesimleri bir araya getirerek ayağa kaldırıyor.

1990’lı yıllar söylediğimiz gibi sizlerin yılları, Kürdistan halkının ayağa kalma yıllarıdır. Dünyadan hesap sorma, tarihten hesap sorma yıllarıdır. Neden kaybettiğini, niçin kazanmak gerektiğini bilen ve varsa kayıp nedenleri mutlaka onu ortadan kaldıran, başarmak için ne gerekiyorsa onu yapan bir halk olarak, dünya, sizleri-bizleri görüyor. Biliyoruz ki, tarihte devrimler vardır. Mesela bir İslam Devrimi vardır; Arap halkını, Arap ulusunu yarattı ve ayrıca insanlığa ileri bir ışık saçtı. Hatta bu, günümüze kadar da devam ediyor. Bir Fransız Devrimi var; bütün Avrupa’yı ayağa kaldırdı. Bu devrim, şimdi de insanlığa ışık saçıyor. Yine bir Rus Devrimi var; bu devrim de halen insanlığın umudu olmaya devam ediyor. Kısaca, bu devrimlerin yüzyıllara sığan etkileri var.

Şimdi de bir Kürdistan Devrimi tarih sahnesine çıkıyor. Biz inanıyoruz ki, Kürdistan Devrimi de, insanlığın bu büyük devrimi de, en az İslam Devrimi kadar, Fransız Devrimi kadar, Rus Sosyalist Devrimi kadar bir etki yaratacaktır. Bu görkemli, büyük bir devrimdir. Bu devrimin aşkı, bu devrimin tutkusu, bu devrimin bilinci bir halkı kırk defa yeniden yaratabilir. Hele bu halk Kürdistan halkı ise, bu halk ateşten bir halk ise, bu halk dağların doruklarında soğuğun donduramadığı, sıcağın eritemediği bir halk ise, kendi devrimine kavuştuğunda dünyada hiçbir halkın cesaret edemediği bir savaşçılığı, bir yiğitliği, bir kazanmayı mutlaka ortaya çıkaracaktır.

Sizleri, bu temelde tarihi bir gelişmenin içine girdiğimizi belirterek selamlarken, bir gerçeği dile getirdiğimizin bilincindeyiz. Artık bu bir hayal, umut değil, her gün adım adım gerçekleştirdiğimiz bir rüyamızın, bir umudumuzun hakikati oluyor. Bütün insanlık tarihine bakalım; büyük devrimler, büyük halkları, büyük ulusları yaratmıştır. Biz devrimsiz, savaşsız bir kurtuluş istemiyoruz. Başka ellerle bize hediye edilecek bir özgürlük olamaz. Amerika’sı, Avrupa’sı, Türkiye’si vb. bize zulümden, sömürüden başka bir şey veremezler. Her şeyi ancak ve ancak kendi bilincimizle, kendi ellerimizle kazanacağız.

Görüyorsunuz ki başlangıçta ürkek, fazla cesaretli olmayan adımlar ile nelere yol açıyor. Ortaya çıktı ki, bu düşman hiç de karşı çıkılamayacak bir düşman değil. Düşman, katletsin mühim değil; ne kadar kan dökerse o kadar yaşıyoruz, o kadar temizleniyoruz; bin yılların kirini, pasını kanımızla yıkıyoruz; bunu anladınız. Bizi eskiden korkutuyorlardı; “sizi şöyle imha ederiz, böyle imha ederiz” diyorlardı. Önderler kötü olduğu için, dönem kötü olduğu için, halkımız kendisi için savaşmadığı için bu böyle oldu. Şimdi doğru bir önderlik, iyi bir dönem ve bir de Kürdistan halkının birliği var. Aşiret önderleri olan ağa-şeyhlerin dönemi geçti. PKK tamamen halk için ayağa kalkan, halkını tamamen bilinçlendiren, onunla yürüyen bir önderdir. Yani bizzat siz varsınız devrede. Onun için diyoruz ki, böyle ayağa kalkan halk; ne katliamla durdurulabilir, ne topla, ne tankla ve ne de uçakla durdurulabilir. Görüyorsunuz ki, yürüyorsunuz ve her gün mevzi kazanıyorsunuz.

Sömürgeci düşmanın vazgeçmediği imha ve inkar politikasının yerle bir edilmesi için; eğer istiyorsa siyaset veya barışla meselelerimizi hal edelim; eğer bunu istemeyip savaşla her şeyi hal etmek istiyorsa, biz ona layık olduğu dersi şiddetli bir savaşla verebiliriz. İşte siz bu gerçeği göstermek için, şimdi daha sağlam yürüyorsunuz, daha güçlü kazanmak için neyiniz varsa-yoksa ortaya koyuyorsunuz. En değerli evlatlarınızı verdikten sonra, veremeyeceğiniz başka hiçbir şeyiniz olamaz.

Parti Önderliği

 

 

 

 

,

 

 

 

 

 

 

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here