TC’nin Faşizan Rejiminin feshedilmesi Ve Demokratik Cumhuriyetin Kurulması gerekiyor

0
64
KEMAL SÖBE
TC’nin, mevcut sistemsel yapısıyla kökten bir değişime tabi tutulması bir zorunluluk haline gelmiştir. RTE, PKK’nin kendisini feshetmesi için devlet olarak her adımı attıklarını ve bu durumda PKK’nin silah bırakmasını ve gelip teslim olmalarını istiyor. Aksi halde PKK’nin mevcut durumuna tahammülleri kalmadığını söylüyor. Bırakın PKK’yi, yasal zeminde siyaset yürüyenlere hatta kendisiyle aynı zihniyete sahip olupta iktidar kavgasına tutuşan CHP gibi düzeniçi muhalif kesimlere bile saldırı ve tutuklamalar yapılıyor. Yasal demokratik zemindeki siyasileri zindana dolduran bir zihniyet gerillaya ne yapmaz ki. Her düşüncede siyasetçiler şurada dursun, sanatçılara, gazetecilerede korkunç bir yönelim var. Anlaşılan, AKP MHP faşizan rejimi değişime kapalı olup demokratikleşme gibi bir hedefi yoktur. Hatta faşizmin dozajını daha çok yukarı çıkarma durumu var. Demek ki bin yıllık bir devletin öyle kısa bir sürede hemen değişeceğini, Kendiliğinden değişebileceğini düşünmemek gerekiyor.
Bu rejime iyice dokunmadan bu rejim kendiliğinden değişmez. CHP kitlesinin sokaklara çıkmaları demokratikleşmeyi sağlamaya, Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle birlik olmaya giderse bir önemi olabilir. Sadece İktidar odaklı, belediye makamını kapma amaçlı sokaklara çıkmanın demokrasinin gelişmesine bir katkı sunmayacağı bilinmelidir. Türkiye’nin demokratikleşmesi için en büyük mücadeleyi hala Kürt halkı yürütüyor. Demokrasi mücadelesini geliştirme ve yürütme konusunda Türkiye cephesinde hala büyük yetersizlikler var. Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle birlik olan ve süreklilik kazanmış büyük kitlesel sokak direnişlerine ihtiyaç var. Çünkü rejimin sokaklarda korktuğu biliniyor. Kürt halkının özgürlük mücadelesine denk gelen bir direniş Türkiye demokrasi cephesinde olsaydı rejim çoktan çözülmüş ve hem Kürt sorunu hem Türkiye’nin bütün sorunlarının çözümünü gerçekleşmişti. Devlet Bahçeli Abdullah Öcalan gelsin mecliste konuşsun dedi ama buna ilişkin yasal ve anayasal düzenlemeler yapılmadı.
Bize göre, Abdullah Öcalan gelsin mecliste konuşsun demenin diğer bir anlamı Abdullah Öcalan meclise girsin PKK yasal parti olsun anlamına gelir. TC devleti Kürtleri soykırıma uğratma siyasetinden vaz geçmiş değildir, her gün Kürdistan’a bomba yağdırılması ve Kürt halkının özgürlük güçlerine gelin teslim olun demeleri bunu doğruluyor. Kürt sorununu çözecekmiş gibi görünüp Kürt halkının mücadele azmini ve kararlılığını yok etmek işe yaramaz. TC devleti eninde sonunda PKK’yle ve Önder Apo’yla masaya oturmak zorundadır. Başka türlü Türkiye Suriye’den daha kötü bir duruma gelebilir. Gerçekten Türkiye’yi seven siyasetçi varsa, oy, sandık ve iktidar hesabı yapmadan Kürt sorununun çözümünü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için adım atması yönünde çaba harcadmldır. Bu koşullarda her geçen gün Türkiye’nin aleyhine sonuçlanır. Kürt halkının ulusal varlıklarının kabul edildiği durumlarda PKK silahlı mücadeleye son verir ve yasal demokratik zeminde Kürt halkının siyasi temsilcisi olarak siyasi demokratik yollarla mücadele eder ve Kürtlerle Türkler kendi ulusal kimlikleriyle kültürleriyle kardeşçe yaşamaya devam ederler.
Kürtlerle Türklerin birliği hukuki bir temele dayanacak, yoksa Kürtlerle Türkler öyle söylemde kardeşler demek olmaz. Kürtlerle Türklerin fiziki olarak zaten iç içe yaşıyorlar bu konuda bir sorun yok ama Kürt halkının ulusal varlıklarının kabul edilmesi gerekiyor, ancak kardeşlik hukuki olarak bu şekilde resmiyet kazanır. AKP’nin bazı bakanları, biz, Kürt sorununu çözdük, diyorlar. Bu kadar utanmazlık, yüzsüzlük ve ciddiyetsizlik olmaz. Kürt halkının ulusal varlıklarının kabul edilmesi için Türkiye’nin Suriye gibi iç savaşa sahne olmasımı gerekiyor? Türkiye Kürt sorununu çözmeye yanaşmazsa Kürtler farklı alternatifler üzerinde dururlar. Yalanla talanla hileyle devşirmelerle yapay ulus devlet kurmanın feshi gerekiyor. Bazı aklı eksikler, Türkiye’de Türklük üst kimliği ifade ediyor, diyorlar. Bir etnik kimlik ne zamandan beri halkların üst kimliğini ifade ediyor? Mesela Britanya’da İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda diye dört ülke var ve bu dört ülke Britanya’ı meydana getiriyor ve bu dört ülkenin birleşik hali üst kimlik olarak British şeklinde ifade edilir, yani Britanyalılar İngiliz, İskoç, Galler, Kuzey İrlanda halklarının üst kimliğini ifade eder. Ve Britanya’da İskoç birisi, ben İskoçum diyor, İngilizim demiyor, ama dünyaya karşı üst kimlik olarak ben British’im diyor. Sen, Türkiye’de yaşayan Kürtlere Türk diyemezsin ve Türkçe konuşacaksın diye dayatamazsın. Bir Türk, ben Türküm diyebilir, ona bir itirazım olmaz ama Kürtlere Türklüğü dayatamazsınız. Çok geç olmadan Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi gerekiyor. Aksi halde Türkiye’yi çok zor günler bekliyor.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here