KEMAL SÖBE
Birkaç gün önce, demokratik siyasetin öncü isimlerinden Sırrı Süreya Önder, Aniden rahatsızlanıp ameliyata alındı ve hayati tehlikesi devam eden Sırrı Süreyya Önder’e acil şifalar diliyoruz. Sırrı Süreyya daha çocuk denecek yaşta 12 Eylül cuntasının soğuk ve zalim yüzüyle tanışmış zindanda kalmış bedel vermiştir ve Türkiye’de, Kürdistan’da yaşayan ezilenlerin kalbinde yer edinmiştir. Hem halkçı bir siyasetçi hemde halkçı bir sanatçıdır. Aynı zamanda hümanist ölçülere sahip insan canlısı bir insandır. Yani iyi bir insanın sahip olması gereken ölçülere sahiptir. Yerine göre Kürdistan’a gidip Kürt halkını savunmuş, yerine görede Türkiye’de işçi sınıfını ve yoksul köylülüğü, ezilen kesimleri savunmuştur. Sırrı Süreyya sürekli sınıf eksenli ve demokratik ulus çizgisi temelinde siyaset yapmıştır. Hiç bir zaman milliyetçi bir çizgide olmamıştır. Sosyal medyada, bazı Kürtlerin, Sırrı Süreyya için, Kürt düşmanı yorumlarını görüyoruz. Bu yorumların sahipleri, Önder Apo’nun demokratik ulus paradigmasını Türkiye içinde Kürtlerin asimile edilmesi siyaseti olarak yorumlanıkları için, Türk olupta PKK’ye ve Kürtlere yakın duran siyasetçileri ve yazarları, aydınları Kürt düşmanı olarak görüyorlar.
Sırrı Süreyya, her hangi bir yerde, kaç defa Kürtlerden söz edilse bulunduğu yerde Kürtleri savunmuştur, inkâr rejimini mahkum etmiştir. Sırtı Süreyya, ne yapmışta Kürtlere düşmanlık yapmış? Böyle yorumlar yanlış ve ayıp olduğu gibi, Kürt halkıyla Türk halkının demokratik ulus çizgisinde eşit ulusal haklar temelinde birliğine karşılar. Kürt ilkel milliyetçi çevreleri kadar Türk siyasal ve ülkücü çevrelerde buna karşılar. Yani hangi miliyetten olursa olsun, milliyetçilerin bakış açıları aynı olup sadece kendi rengini en iyi renk olarak görürler. PKK ve Sırrı Süreyya Önder ve benzeri enternasyonal halkçı siyasetçiler için çok renklilik yaşamın güzelliğidir. Türk milliyetçiliği Sırrı Süreyya’yı sevmedikleri gibi Kürt ilkel milliyetçi çevrelerde sevmiyorlar. Sosyalist olupta enternasyonal olmayı başarmış insanlar milliyetçi çevreler tarafından sevilmezler ve milletin düşmanları olarak bilinirler. Bazıları, çok ileri gidip Sırrı Süreyya’yı ajan olarak bile görüyorlar. Sırrı Süreyya neyin ajanlığını yapacak? Sırrı Süreyya, illegal bir örgütün içinde faaliyet yürütüpte şüpheli bir durumumu var? Bu kadarına cehalet nedir. Bu tür iddialara aslında gülünür. Sırrı Süreyya gibi Kürt dostlarının kıymetini bilmek gerekiyor. Türkiye’de ki sol çevrelerin hepsi Sırrı Süreyya gibi Kürt halkının yanında olsalardı Kürt sorunu çoktan çözülmüş Türkiye demokratik olmuştu.
İlkel milliyetçilik ulus devletimiz olsunda Kürdistan ister faşizmle yönetilsin ve Ortadoğu’da herkesle kavgalı olalım düşüncesindeler. Yani ilkel milliyetçiliğin demokrasi ve sosyalizm gibi bir amacı yok. Oysaki Önder Apo, Kürdistan olsun ama devletsiz olsun, halkın doğrudan kendi yönetimi olsun ve halklar kardeş olsun, barış olsun, savaşlar olmasın diyor. Ulus devletin hiçbir halka faydası olmadığı gibi Kürt halkınada faydası olmaz. İşte Sırrı Süreyya’ya de düşmanlık edenler Önder Apo’ya ve PKK’ye de, Kürdistan’dan vaz geçtiler deyip düşmanlık yapıyorlar. Oysaki Kürdistan için ulus devlet gerekmiyor ama özgürlük için, demokratik toplum siyaseti ışığında öz yönetim gereklidir. Demokratik toplumun olduğu yerde Kürdistan’da olur, özgürlükte olur, Kürt ulusal kimliğide olur, halkların kardeşliğide olur, sosyalizmde olur ama savaş ve yoksulluk üreten kapitalizm ve ulus devlet olmayacaktır. Milliyetçi zihniyet ulus devletle ulusun var olacağını ve özgür olabileceğini düşünür, çünkü ulus devletin milliyetçiliği argüman olarak kullanması milliyetçi çevrelerde böyle bir algıya yol açıyor. Ulusal değerlerin en büyük düşmanı ulus devlettir. Ulus devlet, gerçektende ulusun koruyucusu gücü değildir, ulus devlet maskesini takarak kapitalizmin toplum üzerindeki meşruiyetini sağlar. Sınıf bilinci olmayan lümpen, serseri ve milliyetçili çevrelerde buna inanırlar ve böylece kapitalizmin kullandığı çarkın iyi bir dişlisi olurlar. Türkiye’de son 55 yıldır, ülkücü denen bu çevreler, iktidar odakları tarafından sol kesimlere karşı bir sopa olarak kullanıldılar. Ulusun devleti denilen aygıt basbaya sermayenin koruyucu gücüdür ve ulusa bir gram bile faydası yoktur. Dünyada, en katı ulus devlet TC ulus devleti olup Kürt halkına verdiği zarar kadar Türk halkınada zarar vermiştir. Sırrı Süreyya gibi enternasyonal öze sahip halkçı siyasetçiler ulus devletin etkilerini ortadan kaldıracak ve demokratik toplum modelini uygulamada rol oynayacak insanlardır. Hem Kürtlerden, hemde Türklerden Sırrı Süreyya gibi insanlara ihtiyaç var. Demokratik toplum ancak böyle halkçı insanların varlığıyla kurulur. Sırrı Süreyya Önder’e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, en kısa sürede sağlığına kavuşup görevinin başına dönmesini diliyoruz.