Halkımız Tarihe Yaraşır Rolünü Oynayacaktır

0
159

Halkımızın, egemenlerinin bu görevi yerine getirmek bir yana, sürekli baskısından çıkaracağı tek bir ders var: Bu işleri artık bunların eline vermemek, bunlara inanmamak ve bunları engel olmaktan çıkarmak. Gün, bugündür. Halkımızın elinden başka yapacağı ne var ki? Uğraşacağı başka bir iş kaldı mı? Halkımızın ne dili, ne kimliği kaldı, ne eğitimi, ne sağlığı, ne işi, hiçbir şeyi yok. Madem ki elinden her şey bu kadar alınmıştır, o zaman bizi bütün işlerin en iyisine götürecek bir çalışmaya başlamalıyız. İşte bunlar, ulusun kurtuluşu, ulusun örgütleme ve ulusun savaşım işleridir. ‘Böyle göreve can kurban’ denilmelidir. ‘Ne mutlu bize ki, tepeden tırnağa halkımızın bizzat eliyle ve onun yüce insani amacı büyük olan çıkarlarıyla böylesine tarihi bir gündeme sahip bulunuyoruz’ denilmelidir. Tarih artık ‘yürü’ diyor ve bu yolda yürümek, sadece ve sadece bir mutluluk verir, heyecan ve coşku verir.

Dolayısıyla, halkımıza bu önümüzdeki aşamada verebileceğimiz en değerli katkı, armağan, onu böyle bir işin sahibi kılmak ve bu işi başarabilirsin inancını vermektir. Bu imkanı, Parti olarak, gerilla olarak, savaşanlar olarak vermemizdir. Başka çaremiz kalmadığı gibi, uğraşacak başka hiçbir işimizde yok. Madem ki bugüne kadar, bu işin bu kadar uzağında kaldık ve bütün işlerden yoksun bırakıldık, o halde bütün işlerin esası ve başlangıcı olan bu işe kendimizi vermek vazgeçilmez bir görevdir. Dinden anlayanlar için söylüyorum: Namaz da böyle başlamıştır. Bu iş bir namazdır, aynı zamanda oruç da böyle tutulmuştur. Zikir de bunun içindir. İlimden anlamak isteyenler için söylüyorum: Kurtuluş için, esenlik için diyor ki, “Ey halkım, sen bir halk olarak varlığını sürdürmek istiyorsan, kendini böyle konuşturacaksın. Kendi işlerini böyle en temel bir biçimde ele alacaksın. Allah’ın da iradesi budur.” Bütün dinlerin doğuşunda, halkın çıkarı bu temelde ele alınır. Bilimin de en son kanıtladığı gibi halklar için bu gereklidir. Fakat bu, bize yansıtılmamıştır. Din veya bilim adına sahtekârlık yapanlar, bize karanlığı dayatmışlardır. Onların, emrinde oldukları devletler vardır.

Biz, bilimi yakaladık, dinin de özünü yakaladık, bunlara sahtekârca yaklaşıldığını gördük. Dolayısıyla tek çıkış yolu olduğu kadar, tek yüce yol, dinin yolu kadar bilimin de yolu, bütün işleri kendinden başlatmaktır. Halkımız iş istiyor, onur istiyor, sağlık ve eğitim istiyor. Hepsi buradan başlar. Bu halledilmezse, hiçbiri gerçekleşmez. Bu açıdan eli iş yapan, ağzı laf yapan, “Ben varım” diyen herkes nerede olursa olsun, bu işe koşmalı. Sabah erkenden bu işe koşmalı, yatmadan önce de duası bu işle bitmeli. Halkımız şimdiye kadar biraz ulusal yönden uyandı, dosta, düşmana biraz kimliğini kabul ettirebildi. Bundan sonra da ezici bir biçimde gücünü ve çıkarını kabul ettirecektir. Ve göreceğiz ki bir halk için de yaşam budur. Göreceğiz ki şimdiye kadar bu yaşama ulaşmamakla kendimize en büyük kötülüğü yapmışız ve yine göreceğiz ki bu yaşam dışındaki hiçbir yaşam bizim için geçerli değilmiş. Yalan yaşamışız, aldatılmışız ve ihanete uğramışız. Diyeceğiz ki bu yeni yaşam; gerçekten biricik namustur, onurlu ve vazgeçilmez bir yaşamdır. Maddiyat için de ve maneviyat için de bu böyledir.

Biz şimdiye kadar tek başımıza da olsak, halkın böyle bir yaşama ulaşması için amansız mücadele verdik. Ve bu konuda gerçekten çekilmedik işkence, acı kalmadı; yakıldık, bir deri bir kemik kaldık, nefes nefese tüm gençliğimizi adadık. Sonuç; böyle bir halk olma kararlılığı esastır. Halkımız için şunu dedik; ‘bunsuz yaşam haram, bunsuz yaşam asla layığımız değil. Bize bunu dayatanlar barbarlardır, hainlerdir, her şeyimize göz koyanlardır. Artık bunlara savaş açtık, bunları biraz gerilettik.’ Bu temelde halka, ‘sen busun, hakkın, hürriyetin ve kimliğin budur’ dedik.

İşte şimdi halk, bizzat kendi adına sahip çıkıyor. Kendi adına kurumlaştırıyor, sözcüleştiriyor, dillendiriyor ve bu, bizim en önemli amaçlarımızdan birisinin, Partimizin de ulusal-demokratik programının, hayata geçirilmesinin en büyük aşaması oluyor. Halkımız bu aşamaya geldikten, kendi kaderini bizzat ele aldıktan sonra, kendini hükümetleştirecektir.

Ulusal meclis demek, akabinde kendi hükümetine yol açmak demektir. Meclis eğer gerçekleşir, gerilla bunu savunursa ve Parti bunun ilk kurmayı olursa hükümet de doğar. Hükümet için fazla şey söylemeye gerek yok. Bu, gerçekten oluşacak yüce bir meclisin işi olabilir. Ama halkın otoritesi, yasalar düzeyinde belirlendikten sonra, yürütme seviyesinde de belirlenecektir. Dolayısıyla ulusal meclisin, yasalar kadar, yürütme gücü de en belli-başlı görevidir ve bu göreve de sahip çıkacaktır. Kendi hükümetini, kendi bağrından ortaya çıkaracaktır. Bu, geçici devrim hükümeti olur, bir parçası özgür vatan içinde olur. Bir parçasının yurt dışında olması fazla bir şey değiştirmez. O halde Kürdistan halkı, içinden geçmekte olduğu tarihi süreç içinde, özellikle son bir-iki yılın öz eylem biçimleri olarak kendi serhıldanlarına dayanarak, ileri bir adım atmakla karşı karşıyadır. İçinden geçtiğimiz yıl; büyük bir hamle ve halkımızın büyük bir ayaklanma yılıdır.

Biz, halkımızın bu tarihi kararlılığına dayanarak her türlü ayaklanmaya hazırız. Halkımız böylesine yüce amaçlar için ayağa kalkmıştır. Daha da büyüğünü yaygın bir biçimde, bütün vatan köşelerine ve komşu halklara da taşıracağız. Böyle yıllara sadece coşkuyla yaklaşılır. Böylesine kaderini çizen bir halk için çok şey söylenebilir. Bayram gibi olan bir döneme selama durulur. Dökülecek kan sadece bizi temizler, düşmanı ise boğar. En kötüsü şimdiye kadar yaşananıydı. Şimdiye kadarki de yaşamdı, ama rezilcesine, ama hayvanca, ama başkaları adına kan dökerek. Şimdi bu durum ortadan kalkıyor. Bundan sonra dökülecek kan bizi temizlemek içindir, gerekliyse akacağı kadar aksın. Şimdiye kadar ki korkumuz, temiz gayeler uğruna kan akımının durdurulması tehlikesiydi. Biz bunun tedbirlerini aldık, bunun büyük ihtiyatlığı içindeydik. Bunun için Parti’yi yaydık, hazırladık. Şimdi görüyoruz ki, artık bu kan, soy ağacını sağlam köklendirinceye kadar durmayacak. Bu kan, bağımsızlık ve özgürlük ağacı tam yeşerip, herkes gölgesinde fazlasıyla yer buluncaya kadar toprağı sulayacak. Bu, arzuladığımız ve her şeyimizi adadığımız bir tarihi eylemimizdir, sahip çıkıyoruz.

İşte bu yıl bunu böyle taçlandırmak ve böyle yapmak için ne lazımsa, bunun için ne bitmesi gerekiyorsa, onu ortaya çıkarmak için ayağa kalkacağız. Halkımız bunun için ayağa kalktığında, öncülere, halkın önderlerine düşen görev, böylesine tarihi aşamalara müthiş yaklaşım göstermek, onun büyük sorumluluğunu duymak, bir tek damla kanı bile yerinde olmadan akıtmamak, ama gerekirse soylu amaç için, vazgeçilmez amaç için son ferdi de ona yatırmak ve böylece öncü adına layık bir kimlik kazanmaktır. Ben buna yaşam derim. Böyle yaşarsa, bu halka halk derim, benim halkım derim. Böyle yaşarsa, bu yoldaşa benim yoldaşım derim.

İşte biz, bu temelde ayağa kalkmayı nihai başarı için, halkımızı bir daha düşmeyecek kadar sağlam bir yürüyüşün, bir savaşın sahibi kılmak, yediden yetmişe kadar, kadın-erkek, ihtiyar-çocuk, köylü-kentli, kuzeyli-güneyli, doğrulu-batılı, ülke içinden, ülke dışından, çoban-okumuş ayrımı yapmadan hepsini savaşmaya ve büyük hesap yapmaya, güçleri oranında direnişe katılmaya ve örgütlemeye çalışıyoruz. Dua etmekten tutalım en amansız eylemi düzenlemeye kadar, taşla-sopayla vurmaktan tutalım en keskin vurucu silahla vurmaya kadar, camiden tutalım tarlaya, okuldan tutalım fabrikaya kadar, ovadan da zapt edilmez dağ doruklarına kadar hepsini iç içe birleştirmeye, bu iş için kullanmaya, bunun için hiçbir şeyini esirgememeye çekerek mücadelede pay sahibi kılacağız. Bu temelde ya gerçekten bağımsız ve özgür bir yaşam gerçekleştireceğiz, ya da tümümüzün ölümünü.

İşte bu kararlılıkla önümüzdeki dönem üzerine halk olarak ve Parti olarak yürürken, gerçekten çok umutluyuz, çok coşkuluyuz, çok haklı ve doğru bir temelden hareket ediyoruz. Böyle doğru bir temel üzerinde, böyle coşkulu yürüyenler de kesin başarır. Bu anlamda biz de büyük inançla mutlaka kazanacağız, mutlaka başaracağız.

9 Ocak 1992

 

 

 

 

 

 

 

 

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here