Asrın Hukuk Bürosu, müvekkilleri Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun çözümündeki rolüne ilişkin yaşanan tartışmalar üzerine yazılı açıklama yaptı. Kürtçe ve Türkçe yapılan açıklamada, “Bir süredir müvekkilimiz Sayın Abdullah Öcalan’ın konumu ve Kürt sorununun çözümündeki rolü ile ilgili tartışmalar yürütülmektedir. Ancak kendisine bu ve benzeri konularda söz kurma imkanı tanınmamaktadır” denildi.
‘EN ÖNEMLİ MUHATAP SAYIN ABDULLAH ÖCALAN’DIR’
Abdullah Öcalan’ın tecrit altında olduğu ve tüm haklarının yasaklandığına dikkat çekilen açıklamanın devamında, şunlar kaydedildi:
“Bugüne kadar iktidar odakları için Kürt sorununun demokratik bir şekilde çözümü önünde herhangi bir engel yokken çözülmemiş, çözülememiştir. Bu yüzden Öcalan’sız, Öcalan’ı ya da Kürt sorununun çözümünü konuşmak gerçek ve kalıcı bir çözümün yolu ve yöntemi değildir. Hiç kuşkusuz Kürt sorununun onurlu bir çözümü ile demokratik bir gelecek inşası için en önemli muhatap Sn. Öcalan’dır. En zor koşullarda büyük emek sarf edip, geliştirdiği sayısız çözüm önerileri ile barışı inşa etmeye çalışmıştır. Tecrit uygulamalarına karşı ortaya koyduğu direnişi de bu çabaların devamına yöneliktir.
HDP de demokratik müzakere siyasetinin temsilcisi olarak, barış ve demokrasiyi örgütleme iddiasını taşıyan toplumsal öncüdür. HDP’siz çözüm koşullarının olgunlaşması, barış zemininin Türkiye halklarına sunulması imkan dahilinde değildir.
Kürt sorunu, en nihayetinde anayasal bir sorundur. Kürt sorununda temel tüm tartışmaları, anayasal, yasal düzlemlere ve TBMM zeminine çekmeye çalışan ve bunu ısrarla talep eden de Sn. Öcalan’ın kendisidir. Ancak buna rağmen tecrit uygulaması bir çözümsüzlük yöntemi olarak sürdürülmektedir.
‘ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN KAYNAĞI TECRİT’
Sn. Öcalan’ın üzerinde sistematik bir şekilde işkence yasağına aykırı olarak uygulanan tecridin Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklandığı, tecridin de çözümsüzlüğü derinleştirdiği gerçeği ile yüzleşmeden yapılacak tartışmalar konjonktürel olmaktan öteye gidemeyecektir. Tecridin son bulması, Sn. Öcalan’ın tüm temel haklarını kullanma olanağının güvenceye alınarak sözünü kurmasının sağlanması gerekmektedir.”