Türkiye’de ekonominin düzelmesi Kürt sorununun çözümüne bağlıdır

0
300

Kemal SÖBE

Ekonomisi savaşa harcanan bir ülkenin gelişimi olmaz. Bütçeden her gün milyonlarca Dolar para savaşa akıyor. Kayıp 120 milyar  Dolardan söz edilince, bazı bakanlar, bu kadar savaş uçağı, silahlar, İHA ve askeri araçlar bedava alınmıyorlar ve suyla çalışmıyorlar deyip, paraların savaşa aktığını itiraf etmiş oldular. Paraların bir bölümü savaşa, bir bölümü de ceplere dolduruluyor, yandaşlar zenginleştiriliyor. Türkiye, Kürtleri asimile etmek için pazarlamadığı maddi değer bırakmadı ama buna rağmen yarı yolda kaldı, artık bir Rusya, bir ABD bir Avrupa deyip, kapı kapı gezip dilenir oldular ve gittikleri her yerden de eli boş dönüyorlar. Artık hiçbir ülke, ne AKP-MHP hükümetine ne de geleneksel devlete güvenmiyorlar. Zaten Türkiye, NATO ve ABD için soğuk savaş koşullarındaki önemini artık yavaş yavaş yitiriyor. Türkiye, Kürtlerle birlik olup, emperyalistleri kovdu ama sonrada emperyalistlerle iş birliği yapıp, Kürtleri ortadan kaldırmak istiyor. Türkiye, eğer  Kürtleri asimile edebileceğine inanıyorsa, büyük yanılıyor.

Türkiye, bu saatten sonra, bütün dünyadan destek alsa da, Kürtleri asimile edemez ve çırpındıkça batar. Ekonomisi dibe vurmuş bir ülkenin siyaseti de bir işe yaramaz. Türkiye’nin artık güvenebileceği bir şeyi kalmadı. Devlete ait mülklerde tek tek satıldı. Son günlerde Dolar ve Euro, Sterlin tekrar yükselişe geçti. Bazıları, sanki sadece bizim paramız mı değer kaybediyor, dünyada onlarca ülkenin parası değer kaybediyor deyip, kendi kendilerini teselli ediyorlar. İnsan, niye paramızın değeri düşüyor diye biraz düşünür. Türkiye, yarın askeri ve siyasi operasyonları durdursun, Kürtleri kabul etsin, Kürt sorununu çözsün, savaşa giden paralar kasada durur, ertesi gün, ekonomi düzelme yoluna girer, TL’nin değeri yavaş yavaş artmaya başlar. Çünkü Türkiye’yi kamburlaştıran, savaş ekonomisidir. Savaşa harcanan paralar, delik cepten düşen paraya benzer. Dünyanın en büyük ekonomileri bile savaş ekonomisi karşısında daha fazla dayanamazlar.

Türkiye, bu güne kadar, NATO ve ABD, Avrupa’nın desteğiyle bu kirli savaşı sürdürdü ama bundan sonra, bu savaşa harcayacağı parayı bulamayacaklar. Beş milyar Dolar krediyi IMF’den alınca sevinenler, son otuz yılda, beş yüz milyar Dolar parayı savaşa akıtmaktan hiç çekinmediler, üzülmediler ve hala harcıyorlar. Kürtleri kaybedenlerin, her şeylerini kaybedebileceklerini artık anlamaları gerekiyor. Türkiye’yi yönetenlerde ya zerre kadar akıl yok, ya da bunlar Türkiye’nin düşmanlarıdırlar. Çünkü ülkesini gerçekten sevenler, ülkesini böyle bir uçuruma sürüklemezler. Türkiye’yi, Kürtlerle beraber kurduysanız, Kürtler olmadan, Türkiye kaybolur. Kimsenin hakkı kimsede kalmaz diye bir söz var. Kürtlerin hakkı Türkiye’de kalmaz. Çünkü Kürtlerin Türkiye’ye her bakımdan çok emekleri geçti. Kürtleri yok sayarak var olamazsınız. Sadece Kürtler değil, yarın öbür gün Türklerde  bu devletten hesap sorarlar. İşsizlik ve hayat pahalılığı Türkleri de kasıp kavuruyor.

Vatan millet Sakarya türü eski argümanlar artık işe yaramayınca, son zamanlarda ” doğal gaz bulduk, petrol bulduk” yalanlarıyla toplumu uyutmaya çalışıyorlar. Türkiye’de sol kesimlerde biraz güçlenme olsaydı ve harekete geçilseydi, AKP-MHP faşizmi şimdiye kadar teslim bayrağını çekmişti. Türkiye’yi bu savaş tacirlerinin elinden kurtarmak gerekiyor. Bunu da Kürtler yapacaklar. Türkler, geçte olsa, Kürtlerin, Türkiye için demokrasi mücadelesi verdiklerini anlayacaklar ve Kürtlerin yanında yer alacaklar. Türkiye, Kürtlerle savaştığı için, ekonomisi dibe vurdu. Kirli savaşın yürütüldüğü koşullarda her türlü kirli iş te yaparlar ve kimsede bundan hesap sormaz, soramaz. Çünkü Türkiye’de rantçılık yapanların hepsi, bir şekilde bu kirli savaş ortamında yararlanarak devlet arpalığından besleniyorlar. Çünkü bu savaşı biz yürütüyorsak, kimse bizden hesap soramaz diyorlar.

Bu savaş kliği, kendi bekalarını, bu kirli savaşın sürmesine bağlamışlar. Türkiye’de devlet içinde son 30-35 yılda, bu kirli savaşın getirdiği kirliliğin içinde peydalanmış birçok çete ve mafya oluştu. Kürtleri soykırıma uğratmakla meşgul olan devlet, köylüyü, çiftçiyi ve işçiyi unuttu. Türkiye’de işçi ve köylü, en kötü zamanlarını yaşıyorlar. Türkiye’de köylü ve çiftçi son yıllarda ürettiği ürünleri, para etmiyor diye çöpe atıyorlar. İşte bütün bunlar, kötü yönetilmenin ve demokratik olmamanın sonuçlarıdırlar. Kürt sorunu, işçi ve köylü sorunu ve daha birçok sorun, birike birike, Türkiye’yi boğacak bir duruma geldi. Türkiye, Kürt sorununu çözerse, emek sorununu da ve bütün sorunlarını da çözer ve demokratikleşir. Demokratikleşen bir Türkiye, devlet içinde yuvalanan mafya ve çetelerden de arınır ve düzelir, soygun sistemi biter, ekonomisi düzelir ve parasının değeri artar. Demek ki Kürt sorununu çözmek, Türkiye’ye her bakımdan çok şey kazandırır. Bu gerçeklikler ışığında, demokrasinin anahtarının Kürtlerin elinde olduğu gerçekliği var. Kürtleri kabul edin, demokrasiyi kazanın. Başka türlü olursa, her türlü çözülüşü ve kaybı yaşarsınız.