Önderliğin doğuşu, Kürtlerin yeniden doğuşu ve dirilişi oldu

0
143
KEMAL SÖBE
Kürt halkının ulusal ve kimliksel olarak var olması, son yüzyılın çok önemli bir sorunudur. Ulusal ve kimliksel var oluş için, Kürtler çok bedel verdiler ve hala bedel vermeye devam etmektedir. Kürt halkının yeniden bir var oluşu hemde özgür bir var oluş gerçekleştirmeleri gerekiyordu. Ulusal/toplumsal önderliğin olmaması, Kürtleri bir yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya getirmişti.
Kürt halkının bulunduğu/yaşadığı coğrafyanın tarihi bir öneme sahip olması ve jeopolitik konumu ve önemi, maddi kaynaklara ve zenginliklere sahip olması, emperyalist güçlerin iştahını fazlasıyla kabartmıştı.  Kürt halkının önderliksiz olması, Osmanlı artıklarına da bir fırsat vermişti. Kürtleri soykırıma uğratma fırsatı. Emperyalizmin desteğiyle yürütülen bu soykırım, yüzyılın en büyük vahşeti olarak devam etmektedir. İşte  önderliksel var oluş burada, çok büyük bir öneme sahip oluyor. Yok edilmek istenen bir halkın tekrardan var oluşunu ve her yönüyle yeniye ulaşmasını sağlayacak bir önderliğin doğuşu gerçekleşti.
Bu fiziki bir var oluşla birlikte, her yönüyle bir var olmayı beraberinde getirdi. Kürtler derin bir uykuya, belki de ölüm uykusuna yatırılmış durumdaydılar. Kürt halkının uyanışı, dirilişi gerekiyordu ve bu diriliş, birçok yeniliği ve gelişmeyi beraberinde getirmeliydi. Yaşamın ilk gelişim gösterdiği Mezopotamya’da, yaşam adeta yok edilmişti. Yeniden bir diriliş söz konusuydu. Bu dirilişin çok yönlü olması, kadın kurtuluşunu yaşamın merkezine alması, insanlığa yeni bir özgür yaşam yolu göstermesi gerekiyordu. Kürt halkının ulusal var oluşu önderliğin doğuşuyla gerçekleşti ve Kürtler yeniden bir diriliş yaşadılar. Uluslaşma ve ulusal birlik, demokratik ve politik toplum olma, önderliğin doğuşuyla ve var oluşuyla gerçekleşti. Bu öyle kolay olmadı. Çok büyük bedellerle bir devrimci demokratik önderlik oluştu. Bütün yönleriyle tarihi inceleyen ve yeni bir tarih yaratan bir önderlik gerçekleşti. Kürtler, her yönüyle yeniye ulaşmasını ancak böyle bir önderlik le başarabilirlerdi.
Nitekim öyle de oldu. Kürt halkının ve bütün halkların var oluşu aslında devletin etkisinin aşıldığı ve hiyerarşik yapının olmadığı sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız, sınırsız bir yaşam ve dünya gerçekliği içinde olmalıydı. Gerçek özgürlük ve demokrasi ancak bu şekilde kazanılır ve yaşanılır. Görüldüğü gibi, Kürtlerde yeniden doğuş farklı bir yaşam çizgisi ile gerçekleşiyor. Kürtler, öldürülmüş bir yaşam için de kalmışlardı. Kadının yol edildiği bir toplumun varlığı, özgür varlığı tartışılır. Kürtlerde sadece geleneksel ulusal kimlik yok edilmekle karşı karşıya kalmamıştı. Yaşama dair bütün değerleri yok edilmek istenen bir halkın yaşam gerçekliği söz konusuydu. Kürt halkı tarihten silinmek isteniyor ve bütün güçler bunun için çalışıyorlardı. PKK ve önderliksel doğuş, Kürtler için son bir var oluş umududuydu. PKK ve önderliksel doğuş aslında Kürtlerin içinde yaşayan ölmemiş yaşam hücreleriydi. “Can çıkmayana kadar umut kesilmez” diye bir halk deyimi var. Kürt halkı, fiziki olarak hala canlıydı ve bir yaşam arayışı vardı. İşte önder Apo, Kürt halkının yaşam umudu oldu ve bu umudu bir isyana çevirdi.
Her bir Kürt, bir Apo olma yolunda ilerliyor. Bir önderlik oluşmuş ve Kürtler bu önderlik etrafında kenetlenmiş ve kendini bu önderlikle yeniden var etti. Var olmak özgür olmaktır, yaşama hakim olmaktır, bütün yaşamsal güzelliklerle buluşmak ve bu güzellikleri yaşamaktır. Kadının var oluşu neden önemlidir? Çünkü kadının yok edilmesi yaşamın yok edilmesidir. Kadının yok edildiği bir yaşam, güç ve iktidarın olduğu modern kölelerin yaşamıdır. Sınıflı ve devletli sistemde güç ve iktidar demek faşizm ve zulüm demektir. Kürtlerin kurtuluşunu devletin/iktidarın/ sınıfların/ sınırların olmadığı doğal yaşam koşullarında gerçekleştirmek ve bunu Ortadoğu’yada yaymak gerekiyordu. En katmerli devlet sistemleri Ortadoğu’da çıktıysa, en büyük özgürlük arayışıda yine burada olmalıydı. Devletin, iktidarın, sınıfların, sömürünün, zulmün varlığı, güçlü bir özgürlük ve demokrasi kavgasını gerekli kılıyordu. Tabi ki fikirsel/düşünsel kavga yani ideolojik gelişim bu kavganın başarılı olması için hayati önemdeydi. Özgürlük ancak ideolojik gelişimle, politik donanımla, örgütlü olmakla mümkün olabilirdi. Buda büyük bir ideolojik yoğunlaşmayı ve özgürlük bilincinin geliştirilmesini zorunlu kılmakta.
İşte PKK’de ideolojik gelişime ve politik eğitime bundan dolayı büyük önem veriliyor. Kendisini değiştirmeyen dünyayı ve yaşamı değiştiremez ilkesi PKK’de geçerlidir. Bundan dolayı, PKK’de zihniyet devrimini gerçekleştirmiş ve politik bilinç kazanmış insana büyük önem verilir. PKK’de var oluş özgürlükle ilgilidir. Özgür olmayanın varlığı tartışılır. Ya özgür olunur yada yaşanılmaz ölünür ölçüsü PKK’de var. Özgür olmayan bir yaşamın anlamı nedir? Özgür olmayan bir yaşam ölü yaşamdır. Anlamlı yaşam ancak ideolojik gelişimle ve politik bilinçle ve özgürlükle olur. Demek ki PKK’de önderliksel doğuş, özgür var oluş demektir. Kürtler, önderliğiyle yeniden özgür bir var oluş yaşıyorlar. Önderlik, hayatını Kürt halkının var oluşuna ve özgürlüğüne adadı. Bundan dolayı, Kürtler, önderliksiz bir yaşam yaşam değildir diyor. Çünkü önderliğin varlığını ve yaşamını kendi varlığı ve yaşamı olarak görüyor. Kürtlerin yaşamı, önderliğin yaşamıyla bir bütünlülüğü ifade ediyor. Çünkü, önderlik, Kürt halkı için var oldu. Kürt halkı da kendi önderliğiyle özgür yaşamını inşa edecekler ve kendi önderliğine her koşulda bağlı kalacaklar. Önderliğin doğuşu Kürtlerin doğuşu oldu. Önder Apo’nun doğuşu-doğumu Kürt halkına kutlu olsun…

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here